Haber

Konya’da yerli tarhana telaşı ev kadınlarını da etkisi altına aldı

Konya’da yerli tarhana telaşı ev kadınlarını da etkisi altına aldı

Ev hanımları tarafından imece usulü yapılan tarhanalar, son yıllarda artan talep üzerine gurbetçilerin yaşadığı bazı Avrupa ülkelerine de gönderiliyor.

KONYA Konya’nın Beyşehir ilçesinde yaz sezonunun gelmesiyle başlayan yerli tarhana üretim çalışmaları devam ediyor. Evlerde imece adabını kadınların yaptığı tarhanalar, son yıllarda artan talepler üzerine yurt içinde gurbetçilerin yaşadığı farklı illere ve bazı Avrupa ülkelerine gönderiliyor.

Beyşehir ilçesinde yaz aylarının gelmesiyle birlikte konut hanımları tarhana telaşına girdi. İlçenin gastronomik zenginliğinin tam ortasında yer alan yöresel lezzetin son döneminde “cips” adıyla anılan tarhana üretimi devam ediyor. Ev hanımlarının imece yöntemiyle yaptığı tarhanalar son yıllarda yurt içi ve yurt dışından rağbet görmektedir. Beyşehir yöresine bağlı tarhana, gurbetçilerin yaşadığı bazı Avrupa ülkelerine de gönderilmektedir. İçerşehir Mahallesi sakinlerinden Şerife Kalkır, kış sofralarının vazgeçilmezi olan tarhana yapım geleneğinin yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte Beyşehir bölgesinde asırlara dayandığını söyledi. Anneanne ve babaannelerinden gördükleri tarhana ile çocukluklarında tanıştıklarını anlatan Kalkır, “Yaşım 60. İlçede yaşayan birçok aile gibi biz de bu geleneği sürdürüyoruz. Hem kendimize hem de ailemize yapıyoruz. isteyenlere tarhanamız Beyşehir’in vazgeçilmezidir.”

Tarhananın yörede kış sofralarında ceviz, fındık ve yer fıstığının yanında atıştırmalık olarak tüketildiğini, çorbasının da yapıldığını belirten Kalkır, yapımında bazen 2 günü aşan çok meşakkatli bir süreç olduğunu ifade etti. Kalkır, kazanlarda pişirilip şekil verilerek tüketime hazırlanan ve tel örgülerde güneşte kurutulan tarhanaya yurt dışında yaşayan ve memleket hasreti çeken Beyşehirlilerin yoğun ilgi gösterdiğini vurgulayarak, çaba sarf ettiklerini söyledi. Almanya ve Norveç gibi ülkelerde olduğu gibi yurt içinde de büyük şehirlerde yaşayan hemşerilerinin verdiği siparişlere ayak uydurmak.

“Geleneklerin gelecek nesillere aktarılması ve yaşatılması çok önemli”

İlçede yaşayan gençlerin tarhana yapımını çok zahmetli olduğu için pek bilmediklerini ve üretimine fazla ilgi göstermediklerini de belirten Şerife Kalkır, bu nedenle bölgede bu geleneğin zamanla ortadan kalkmasından endişe duyduklarını da dile getirdi. , “Gençlerin bir kısmı belki aile büyüklerine yardım ediyor ama artık bilmiyorlar veya bilmek istemiyorlar. Zor iş, çocuklarım yapsa asla yapmazlar. Bu geleneğin gelecek nesillere aktarılması ve sürdürülmesi çok önemlidir. O yüzden bu konuda bir bilinç oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

“Asırlar önce askerleri tok tutmak için yapılmış”

Tarhana yapan hanımlara imece işleminde yardımcı olan turist rehberi Tuğba Bağcı Beyşehir bölgesi tarhanasının Konya ve Beyşehir ilçelerinin gastronomik değerleri arasında çok değerli bir yere sahip. Beyşehir’de ağustos sıcağıyla birlikte evlerin önlerindeki çitlerde, sokaklarda ve mahallelerde çok sayıda diğer adı ‘ciğda’ olan tarhanaya rastlamak mümkün. 1510’larda Yavuz Sultan Selim Han Eşrefoğlu beyliğinin o nadide topraklarında Osmanlı devletinin sancak beyi olan Karlıoğlu Sinan Bey, Karlıoğlu Sinan Bey’den her ikisinden de yanlarında taşıyabilecekleri hafif bir yemek ister. Mısır seferi ve aynı zamanda bu hafif yiyeceğin çok iyi bir besin değerine sahip olduğu. ve sefere çıkan askerlerin iyi beslenmesini istiyor. ve ona bir yemek hazırlamasını emreder. Dolayısıyla Beyşehir’imizin yöresel tarhanası da esasen o dönemde yapılıyor. Karlıoğlu Sinan Bey yine rivayete göre Padişahına bu suretle yardım etmektedir. Nitekim Beyşehir tarhanamız içinde ağır ve hoş bir yoğurt, içinde ‘güzel ürün olur’ dediğimiz Bolvadin usulü bir buğday ve kazanlarda piştiği için tabii ki oldukça değerli. güneşte şekil verildikten sonra kurutulur ve besin değerleri açısından oldukça sağlıklı bir besindir. Bir yemek çeşidi olarak da Beyşehir’de yüzlerce yıldır bu gelenekle üretilmeye devam ediyor.”

“Gastronomi değeri sofralarımızda olmaya devam ediyor”

Beyşehir’in gastronomik zenginliğinin tam ortasında yer alan yöresel lezzetin, son dönemde “cips” denilen işin yaygınlaşmasıyla ortadan kalkmasından endişe duyduklarını vurgulayan Bağcı, “Tabii ki bu zenginliğin mutlaka yenilenmesi gerekiyor. korunsun.yoğurt ve buğdayın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.Bugün bu gastronomik değer sofralarımızda olmaya devam ediyor.İnşallah hep olur ama son yıllarda Beyşehir’de çok daha ince olan cipsli tarhana diye bir çalışma yapılıyor. ve daha az yoğurt, yerini aldı.Yaygınlaşmaya başladı bu da maalesef bezin maliyetinin düştüğünü bize gösteriyor.Evet maliyeti düşürüyor ama gastronomik açıdan baktığımızda bu zenginlik mutlaka olmalı. Özünde yerli fiyat korunsun. İsteğe göre yapanlar var ama Beyşehir’imizin orijinal tarhanası geleneksel yöntemlerle yapılıyor” dedi.

“Beyşehir’den paketlenip adreslerine gönderilebilir”

Beyşehir’e turist rehberi olarak gelen ve tel örgüde kurutulurken gördükleri ürünle merak ve ilgi duyan yerli ve yabancı ziyaretçilere tarhanayı tanıttıklarını belirten Bağcı, “Yerlinin de tarhanayla tanışmasını sağlamaya çalışıyoruz. kültürü yani damak tadı, gastronomik değerini bilmeyen insanlara aktarılıyor.Beyşehirimizin 2022 bilgisine göre ilçenin nüfusu 80 bin civarında ama nüfusu nerdeyse 4-5 katı. İzmir, Antalya gibi farklı şehirlerde ve Norveç, Almanya gibi ülkelerde yaşıyorlar. Beyşehirliler de gittikleri her yerde birbirleriyle kaynaşıyorlar ve bu kültürün yaşadıkları şehirlerde yaşatılmasına izin verilmiyor. İzmir ve Antalya gibi farklı şehirlerde yaşadıklarını, “Rahim için geldikleri memleketlerine götürmek istiyorlar. Doğal olarak Beyşehir’den de adreslerine yaptırıp teslim ettirebilecekleri gibi kargo ile de adreslerine gönderilebilirler. Bu sayede yaşadıkları bölge insanına bu kültür aktarılmış oluyor” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu