Bataklıklar, bu özellikleri sebebiyle oldukça ürkütücü yerlerdir. Hatta bazılarımız bu bölgelerin, insanları bile içine çekeceğini düşünür.
Peki bu içine çekme durumu nasıl gerçekleşir?
Bataklıklar, kum gibi tanecikli yapıdaki maddelerden, kilden ve sudan oluşan karışımlardır.
Kum tanecikleri arasındaki boşluklar su ile doludur ve kil, bir yapıştırıcı görevi görerek kum taneciklerini bir arada tutar. Bataklıklar, üzerlerine etki eden basınç değişimlerine karşı son derece hassastır.
Basınç uygulanması durumunda bataklığın yapısındaki hassas denge bozulur ve bataklık, sıvılaşmaya başlar. Sıvılaşma ise kum tanecikleri arasındaki suyun basıncının, belirli bir yükü taşıyabilecek duruma gelmesi ve böylece hareketlenmesidir.
Basınç arttıkça sıvılaşma artar. Bu sebeple bataklığın üzerinde cisim batmaya başlar. Başlangıçtaki basıncın neden olduğu sıvılaşmadan sonra da bataklıktaki su ve kum ayrışır. Bunun sonucunda, su ve kum yoğunluğunun fazla olduğu bölgeler oluşur.
Kum yoğunluğunun fazla olması, kum taneciklerinin sıkıca bir arada bulunduğu anlamına gelir.
Bunun sonucu olarak bölgede hareket etmek zorlaşır. Ayrıca hızlı hareket etmek ise bataklıktaki sıvılaşmayı hızlandırır. Bu durumda bataklığın içinde, kum yoğunluğunun fazla olduğu bölgelerin oluşması için yeterli zaman olmadığından, bataklığın üzerindeki cisim daha kolay batar.
Özetle bataklıkların üzerlerindeki her şeyi içine çekme hareketi, aslında nesnelerin bu bölgelerin yapısı kaynaklı batmasının bir sonucudur.
